TÜP BEBEK MEME KANSERİNİ ARTIRIR MI?
Meme kanserinin ülkemizdeki gerçek görülme sıklığı bilinmese de batı toplumlarında görülen oranda, yani 8 kadından 1 inde görüldüğüne inanılır. Ancak doğurganlığın fazla olması, emzirme, ilk doğumu geciktirmeme gibi ülkemiz kadınının özellikleri bu oranın bizde daha az olacağını düşündürmektedir.
İnfertilite (gebe kalmama) ise tüm toplumun % 15 inde bulunmaktadır. İnfertil kadınların geç doğurması, az doğum sayısı ve gebe kalmak için kullandıkları hormon ilaçlarından dolayı daha sonra ki yaşamlarında meme kanseri olma risklerinin artmış olacağı akla gelmektedir.

İnfertilite ile meme kanseri ile olası ilişkiyi inceleyen bilimsel bir çalışma Ekim 2012 de yayınlandı(Stewart LM, Holman CD, Hart R, Bulsara MK, Preen DB, Finn JC Fertil Steril. 2012;98:334-340). Bu çalışmada 1983-2002 yılları arasında 21015 infertil kadın takip edilmiş, 7381’ ine tüp bebek tedavisi yapılmıştır. Çalışmaya alınan kadınlar yıllarca izlenmiş ve meme kanseri gelişme riski değerlendirilmiştir. Tüp bebek tedavisi olan kadınlarda diğer kadınlara kıyasla belirgin olarak artmış meme kanseri görülmemiştir (normal toplumda % 12, tüp bebek tedavisi görmüş olanlarda % 13.2) Bu artış istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. İlk doğumun ileri yaşlarda yapılması meme kanseri riskini artırırken, artmış doğum sayısında risk azalmıştır. Sosyoekonomik durum ile meme kanseri riskinin etkilenmediği görülmüştür. Değişik yaş gruplarına bakıldığında ise 24 yaşından önce infertilite tedavisine başlayanlarda meme kanseri rölatif riskinin çok az oranda arttığı görülmüştür. Ancak bu artış istatiksel rölatif risk artışıdır, kabaca infertilite tedavisi görmeyen kadınlarda meme kanseri riski % 12 görülürken, tedavi görenlerde bu risk % 18 olmuştur. Ancak 40 yaşından sonra tüp bebek tedavisine başlayanlarda ise bir risk artışı görülmemiştir.

Tüp bebek tedavisinin başladığından beri hormonal tedavinin yan etkilerinin olup olmayacağı, özelikle kadının ileri yaşlarında kadın kanserlerini artırıp artırmayacağı sorgulanmıştır. Başlıca yumurtalık kanseri ve meme kanseri üzerinde durulmuştur. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda izlem süresinin kısa ve izlenen kadın sayısının az olduğu için net bir veriye ulaşılamamıştır. Kanser gelişimi yavaş bir süreçtir, bir örnek verecek olursak meme kanserli bir hücrenin ilerleyerek bir fındık büyüklüğüne (1 cm3) ulaşması için geçen süre ortalama 7 yıl kadardır. Dolayısı ile çalışmaların uzun süreli olması gerekmektedir. Ayrıca meme kanseri oluşma riskini artıran ve eksilten faktörlerin (ailesel meme kanserleri, doğum sayısı, emzirme, ilk doğum yaşı, obesite, diet, yaşam tarzı vb.) dışlandıktan sonra tüp bebek tedavisinde kullanılan hormon ilaçlarının meme kanseri oluşma riskini artırıp artırmadığını araştırmak gerekmektedir. Öte yandan bir kere tüp bebek uygulanan kadınlar ile birkaç kere tüp bebek uygulananların da aynı kefeye konulmaması gerekmektedir.

Hormonların meme kanseri üzerine etkili olabileceği bilinmekle beraber tüp bebek tedavisindeki 10-15 günlük kısa tedavilerin bu riski etkileyip etkilemeyeceği tartışmalıdır. Meme kanserinin doğum yapmamış kadınlarda daha sık görüldüğü verisi göz önüne alındığında yapılan tedavi ile kadınların hamile kalıp doğum yapmaları ve emzirmeleri meme kanseri açısından koruyucu olacağından, başarılı tüp bebek tedavilerinin meme kanseri riskini azalttığı dahi ileri sürülebilir.
Herşeye rağmen şu anda ki bilimsel çalışmalara göre infertilite ve tüp bebek tedavileri meme kanseri açısından büyük bir risk oluşturmamaktadır. Ancak tüp bebek tedavileri 1990 lardan sonra arttığı göz önüne alınırsa bu kadınların uzun yıllar izlenmesi ile daha net sonuçlar alınabilecektir. Bu kadınlar ya daha yeni menapoza girmiş veya yakın zamanda gireceklerdir. Menapoza girmeleri önemlidir, zira meme kanserinin en sık görüldüğü yıllar menapozla başlamaktadır.
Şu aşamada net bir veri olmasa da yapılan çalışmalarda en azından tüp bebek tedavisinin meme kanseri açısından kadınlarda önemli bir risk oluşturmayacağı söylenebilir. Meme kanserinin ister infertilite tedavisi görsün ister görmesin kadınlar için bir risk olduğu akılda tutulmalıdır. Bu yüzden her kadın kendi meme muayenesini yapmayı alışkanlık haline getirmelidir, meme kanserinden korunmanın en etkin yolu budur. Düzenli kontrolde en küçük değişikliğin farkına vararak doktora başvurabilecektir.
Meme kanserinden korunma sloganı; “Kadının memesini en iyi kendisi bilir”



<< Anasayfa'ya Dön

Etiketler : , ,